Salı, Ocak 7, 2025
Makaleler

Kadroyu Nasıl Kavramalı? – Bedri Yılmaz

Kadro tanımı görevlendirildiği ölçekte hayatını doğrudan devrimci gerçeklikten kurana denir. Açmak gerekiyor, görevlendirilme meselesi biraz karmaşık olabilir. Görevlendirme kavramı bir erk tarafından bize buyur edilen bir “şey” gibi anlaşılsa da aslen meselenin iç dinamiği böyle değildir. Kadro çoğu zaman inisiyatifler ile çalışır ve inisiyatiflerinin ölçeğini ise perspektif belirler. Yani aslen görev kongreden çıkan ana-ara hedeflerdir ve yetkinliği derecesinde bu hedefe ulaşmak adına kolektif bir bilinçle çalışmalı ve görünür-görünmez inisiyatifler almalıdır. Çünkü kadro aslen yapının yansımasıdır.

Read More
ÇeviriMakaleler

GÜVENLİK KÜLTÜRÜ: Dijital Kendi Savunma Kılavuzu (1) – Harald Kai Aage

Günümüz iletişiminin büyük çoğunluğu internet üzerinden bilgisayar ve akıllı telefonlar aracılığıyla gerçekleşmektedir ve artık internetsiz bir dünya hayal etmek çok zor. İnternet iletişim dünyamızın ayrılmaz bir parçasıdır ve temel bileşenler olmadan aynı hızda ve sonuçlarda çalışamaz. Örneğin bankadan para çekmek, bir SMS veya e-posta göndermek, internetten arama yapmak veya Facebook üzerinden ailemizle, arkadaşlarımızla iletişim halinde olmak üzere bugün yaptığımız her şey izleniyor ve kayıt altına alınıyor. Gönderdiğimiz her mesaj veya giriş yaptığımız her uygulama kayıt altına alınır. Hatta cebinizdeki telefonunuz kullanmasanız bile izlenir.

Read More
KadınKomünlerin Sesi

Faşizmde Kadın Mücadelesi; İstanbul Sözleşmesi – Fatma Deniz

İstanbul Sözleşmesi eylemlerine genel bir eleştiri getirmek ve içinde bulunduğumuz cins kırımına karşı, devrimci adımlar atabilmek için öncelikle sorun tespiti yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü İstanbul Sözleşmesi’ni politikalarının ana odağı haline getiren hareketlerin son süreçteki eylemlerinin alışılmış eylem tarzlarının tekrarı haline geldiği ve bu durumun kitleyi pasifize ettiği maalesef aşikârdır. Sorunun çözümüne yönelik tam anlamıyla bir cevap bulmak yalnızca bir yazı ile mümkün olmayacaksa da bu yazı, yaratmaya çalıştığımız devrimci tartışma düzlemi için bir adım olarak görülmelidir.

Read More
HaberlerKomünlerin Sesi

Açıklama: Birleşik Gençlik Mücadelesinde Özne Olarak Meclisleri kurmaya!

Yalnızca bir eylem birliğine değil devrimci ilkeler ile örgütlenmiş bir taban birliğine vurgu yapıyoruz! Üniversitelileri, liselileri, genç işçileri ve işsizleri özgürleştirecek, kapitalizmi yıkacak ve Komünist Devrim için bu coğrafyanın bütün ezilenleri birleşerek herkesin özneliği ve özgünlüğü ile adalet arzusunu eyleyecek birleşik bir formunun inşa sürecinde özneleşeceğiz!

Read More
Ana SayfaHaberler

Gençlik Örgütleri 1 Mayıs’ı değerlendiriyor!

Farklı perspektiflere sahip olsak da sokaklarda, okullarda, meydanlarda omuz omuza direndiğimiz gerçeği bize şu gerçeği de sunmaktadır; anlaşabileceğimiz her odakta anlaşabilir, uzlaşmayacağımız her odakta da tartışabiliriz. Biz de bu esastan yola çıktık ve “şimdilik örtük” bir tartışma denklemi yaratmış olmayı hedefleyerek omuz omuza direndiğimiz arkadaşlarımıza yani Gençlik Örgütlerine bir soru yönelttik. Korona sürecinde gerçekleşecek ikinci 1 Mayıs’a giderken, bir gençlik hareketi olarak önümüzdeki 1 Mayıs’ı nasıl değerlendiriyorsunuz?” Bu soru ile günü eyleme ve geleceği inşa etme çabamızda bizim için çok kritik bir önemde duran birlik ekseninde yoldaşlaşma isteğimizin ilk adımını gerçekleştirmiş bulunmaktayız.

Read More
KadınSeçtiklerimiz

Kadınların zulası ve teşhirden sonrası – Ceren Güneş

Yine de teşhir, kadına dönük şiddete görünürlük kazandırıyor; böylece kadına dönük şiddetle mücadele bilince çıkıyor, kadınlar arası cesaret ve dayanışma gelişiyor diyebiliriz. O zaman da görünür kılmak üzerine düşünmemiz gerekir. Bir şeyin herkeslerce bilinmesi onun görünürlük kazanması demek değildir. Teşhir başlıklarıyla açılan sayısız sosyal medya hesapları, sayısız protesto çağrıları oluyor. Ancak oradaki fotoğrafta görünür olan, gösterilen şey kadının hapsedildiği bu erkek egemen dünyanın, kadın üzerindeki tahakkümün mekanizması araç ve kurumları, an’daki uygulayıcıları ve bütün bunlar arasındaki ilişkiden ziyade, mağdur ve kurban olan bir kadın figürden öteye gitmiyor. Devletin hukuk düzeninde yasalar suçlu-mağdur üzerinden işler. Bu hukuk burada da herhangi bir kesintiye uğramaksızın söylemini sürdürüyor. Gelinen noktada, şiddeti doğuran mekanizmaların görünür kılınmasından çok, kadınların kendisi, bedenleri, duyguları, yaşamları izlenen hale gelmeye başladı. Denklemi ezilenin ta kendisi, ortaya koyduğu politik mücadele ile kurmadığı sürece ezilenler mağdur/kurban olarak ancak bir magazin nesnesi olurlar. Denklem ne zaman ki ezilenlerin mücadelesi ile yeni baştan kurulursa, o vakit nesne, politik özneye dönüşür. Tam da bu noktada politik mücadele imdadımıza yetişir.

Read More